17 Ağustos 2016 Çarşamba

Aşkın ömrü 3 yıl


Aşk başladığında meydana gelen iştah azalması, yemeden içmeden kesilme, nabız artışı, çarpıntı, terleme, titreşim, bağırsak hareketleri, mide asidi ve yutma sıklığı gibi fizyolojik değişiklikler nedeniyle kalbin binlerce yıldır aşkın simgesi olarak seçildiğini anlatan Doç.Dr. Tarlacı, "Aşkın simgesinin değişmesi fazla güç. Binlerce yıldır gelen bir simgeleştirme var, ama insanlarda olarak aşk duygusu beyinde yaşanıyor. Ama vücutta yansıması kalpte oluyor. Ancak aşk beyinde başlar, beyinde gelişir ve beyinde biter" dedi.

Aşk kazanç düşünce gider

Doç.Dr. Tarlacı, "Aşık kişiler maşuklarını gördüklerinde derin beyin yapılarında ödül-mükafat bölgelerinde şımartma kimyası okyanusuna düşmüş olurlar. Özellikle alın lobu bölgesi çalışması azalır. Alın lobu beyin bölgesi insanlar için akılsallaştırma, amaç ve karar verme ve mantıksal çıkarımlar için en manâlı bölgedir. Mantığın ve sosyal kurallara uymanın, ahlakın ve saygının kaynağıdır. Aşıklarda bu bölgede çalışmada azalma, işlevlerde zayıflama ve kayıpla sonuçlanır. Bir şekilde aşk gelir us gider. Aşık olanlar bu nedenle aptalca ve makul olmayan riskler almaya eğilimli olurlar. İmkansız aşk olduğu konusunda kendilerini ikna etmeye çalışanlara aldırmazlar" dedi.

Aşk zamanla sevgiye dönüşür

Aşkın geçici olduğuna dikkati çeken Doç. Dr. Sultan Tarlacı, bu sürenin maksimum 3 sene olduğunu belirterek, "Kayda Değer olan süresi yok, manâlı olan o dönemi tutkulu ve en iyi şekilde yaşamak, zaman içinde bunun biteceğini bilmektir. Zamanla aşk sevgiye dönüşür, millet hayat boyunca aşk arar oysa bir iki kez karşılaşılır. Ayrılma durumunda bu geçici durumu kabullenip depresyona girmemek gerekir" diye konuştu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder