HAMILELIK ve SEKS
Gebelik kadın hayatını kökten etkileyen son derece değişik bir süreçtir. Bu işlem içerisinde somut değişikliklerin yanı sıra o kadar çok psikolojik değiştirme de ortaya çıkar.
Hayatın her evresinde büyük tartma taşıyan cinsellik ve cinsel yaşam çoğu vakit gebelikten negatif etkilenir. Bilhassa birincil gebeliğini yaşamış anne adaylarında bu sürece ahenk sağlama aşamalarında cinselliğe karşı soğukluk olabilir.
Cinsellik ve cinsel istek sahiden insanın içinde doğuştan var olan içgüdülerden biridir. Bu güdünün amacı varlıkların kendi soyunu devam ettirme isteğidir.
Gebeliğin ayrım edilmesi ile birlikte kadınlarda annelik içgüdüsü biraz daha egemen ülkü gelir. Ilk gebeliğini yaşayanlar da dışarıdan gelecek her türlü müdahalenin bebeğe hasar vereceği düşüncesi anne adayının cinsel isteklerini köreltebilir. oysa ki olağan seyreden bir gebelikte cinsel ilişkinin olumlu veya negatif hiçbir etkisi yoktur.
Insanlar aralarında erken dönemde yaşanacak cinsel ilişkinin bebekte sakatlık veya ölüme neden olacağı ya da bir düşük ile sonuçlanacağı fikri egemen olmasına rağmen bunun hiç bir bilimsel dayanağı yoktur.
Gebelik ilerledikçe ve anne adayı kendisinde gerçekleşen bu değişime düzen sağladıkça cinsel istekte de bir büyüme görülebilir, oysa rahimin tamamen büyümesi ile birlikte cinsel ilişki teknik olarak şiddet bir hal alır. Bu şart ara sıra anne adayında ağrı ve acıya neden olabilir. Bu nedenden ötürü gebeliğin son dönemlerinde cinsel istekte yeniden azalma görülebilir.
Her şeyin normal olarak gittiği durumlarda son dört haftaya kadar cinsel yaşamda hiçbir kısıtlama yoktur. Bu dönemde erkeğin ejakülasyon sıvısı (meni) içinde bulunan ve "prostaglandin" adı verilen maddelerin rahim kasılmalarını başlatarak erken doğuma sebep olabileceği düşüncesi sebebiyle ilişki önerilmemektedir.
Yine, daha önceden "tekrarlayan hamilelik kayıpları" olan veya erken doğum yapan kadınlarda, orgazma bağlı düşük riskleri nedeni ile birincil üç ayda ilişki kısıtlanabilir.
Yaşamakta olduğu gebeliğinde herhangi bir dönemde vajinal kanama olması durumunda, düşük veya erken doğum tehditi olan kadınlarda ilişki kesinlikle yasaklanır. Bu yasak tehlikenin ortadan kalktığı kesinkes saptanana kadar devam eder.
Erkekte veya kadında tanı edilmiş "genital enfeksiyon" varlığında da bütünüyle çare tamamlanıncaya kadar yasak konmalıdır.
"Plasenta previa (plasentanın önde gelmesi)" gibi hamilelik süresince tehlikeli durumu olanlarda da kanamayı başlatma riski nedeni ile ilişkiden kaçınmak gerekir
Gebe bayan psikolojik korkular nedeni ile ilişkiden kaçınıyorsa bu durumu hoşgörüyle karşılamak ve zorlamamak gerekir.
Bu durumun daha kolay anlaşılması mümkün olması için bu bölümün geri kalan kısmı soru-cevap şeklinde hazırlanmıştır.
Soru: Gebelik boyunca seks yerine getirmek doğru mudur ?
Yanıt:
Erken doğum ya da düşük (abort) riski yahut, plasenta bayağı yerleşimli ise, bireylerde genital enfeksiyon taşıyıcılığı yoksa gebeliğin son ayı haricinde normal cinsel ilişki önerilebilir.Normal şartlarda hamilelik seksüel yaşamı engellemeyecektir. Ancak ilişki sonrası karın ve kasık ağrısı ya da kanama şikayeti olan kişiler ilişkiden kaçınmalıdır.Eğer hamile cinsel ilişki yönünden tehlike taşıyıp taşımadığını bilmiyorsa mutlaka bir doğum uzmanına gidip danışmalıdır.Soru: Cinsel ilişki düşüğe sebep olur mu ?
Cevap:
Öyle çok çift gebeliğin özellikle birincil üç ayı içerisinde cinsel ilişkiye girmenin düşüğe sebep olabileceğini düşünmektedir.Fakat bu dönem dahilinde gerçekleşen düşüklerin öyle çoğu ilişkiyle emrindeki olmayıp, rahim içinde gelişmekte olan bebekteki kalıtımsal bozukluklarla ilişkilidir.Soru: Orgazm almak erken doğuma sebep olur mu ?
Yanıt:
Orgazm olmak rahmin kasılmasına sebep olabilir.Fakat yapılan araştırmaların büyük bir çoğunluğuna kadar, adi bir gebelikte cinsel ilişki olsun veya olmasın orgazmın, doğum eyleminin başlamasına ya da erken doğuma sebebiyet vermediğini göstermektedir. Eğer evvelden prematüre (erken) doğum yaptıysanız, meme uçlarının uyarılması doğum ağrılarınızı başlatabilir.Soru: Cinsel ilişki bebeğe zarar verir mi ?
Yanıt:
Kesinlikle hayır.İlişki sırasında erkeğin penisi bedenen bebeğe temas etmez.Çünkü bebek, rahim kasları, amniyon sıvı ve kesesi kadar epeyce iyi korunmaktadır. Ayrıca rahim kanalının girişindeki mukus tıkaç (servikal mukus) semenin ve bakterilerin rahim içine geçişini engeller.Oysa, derin ilişki veya baskı, ağrıya sebep olursa bundan kaçınılmalıdır.Soru: Gebelik süresince cinsel ilişkiden kaçınmanın öğüt edildiği belli bir dönem var mıdır ?
Cevap:
Gebeliğin son haftalarında önlem amacıyla cinsel ilişkiden kaçınmayı nasihat edilmektedir. Gebeliğin son ayında haftada birden pozitif cinsel ilişkiye girmenin, rahim içi enfeksiyon riskini arttırdığını açıklayan bir egzersiz vardır. Ancak bu çalışmayı destekleyen başka çalışmalar mevcut değildir. Yine, hamileliğin herhangi bir döneminde; Vajinal kanamaAmniyon suyunun gelmesiServikal yetmezlik (Rahim kanalın normalden kısa ve geniş olmasıdır. Servikal yetmezlik hamilelerde erken doğum ve düşük yapma açısından tehlike faktörüdür.)Erken doğum ve düşük risklerinin varlığı veya önceki gebeliklerinde bu problemleri yaşamış olanlarPlasenta previa (plasentanın rahim kanalının ağzını tıkaması) gibi durumlar ortaya çıkarsa, doğum uzmanı olasılıkla cinsel ilişkiden kaçınılması gerektiğini söyleyecektir.Mesela, ikiz hamilelik gibi erken doğum ihtimalinin yüksek olduğu öteki tehlikeli durumlarda da, gebeliğin altıncı ayından daha sonra cinsel ilişkiden kaçınmak gerekebilir.
Eğer gebede daha önceden geçirilmiş düşük ya da erken doğum hikayesi varsa tekrar cinsel ilişki tavsiye edilmeyebilir.Soru: Hamilelikte cinsel ilişki esnasında prezervatif kullanımı önerilmekte midir ?
Yanıt:
Hamile olsun veya olmasın, yeni veya pat diye fazla kişiyle cinsel ilişkiye giren bütün kadınlar (poligamik kadınlar), cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmak için prezervatif kullanmalıdır. Cinsel yolla bulaşan hastalıklar tuzak bütün gebeler, bebeğe hasar verebilecek enfeksiyonlara açıktır ve erken doğum yapma olasılıkları vardır.Hepatit B, Kara Sarılık C, HIV (AIDS) ve Herpes mikroorganizmaları cinsel ilişki ile bulaşan ve doğum yoluyla bebeğe aktarılabilen enfeksiyon etkeni ajanlardır.Soru: Kadının cinsel arzuları (cinsel dürtüler) gebelikten nasıl etkilenir ?
Yanıt:
Gebeliğin ilk üç ay, ikinci üç ay ve son üç ay olmak üzere üç öbür dönemi vardır.Her dönemin özellikleri birbirinden bambaşka olduğu gibi bu dönemlerdeki cinsel arzu ve arzular da farklıdır.Gebeliğin uygunluk dönemi olan birincil üç ayında cinsel arzularda çoğunlukla bir azalma gözlenebilir ve bu koşul çiftin cinsel hayatını etkileyebilir.Bu dönemde değişen hormon dengeleri, dermansızlık, halsizlik, bulantı ve kusmalar ile kadının kendini kuvvetsiz ve çirkin hissetmesi cinsel arzuları olumsuz yönde etkileyebilir. İkinci üç ay her tarafında, cinsel dürtülerde bazı şartların değişmesi meydana gelmeye başlar.Göğüslere ve cinsel organlara dışarı giden kanın artışıyla beraber cinsel dürtüler normale dönebilir.Hatta göğüslere ve cinsel organlara giden kanın artması, kişinin kendisini daimi olarak cinsel ilişkiye hazır hissetmesine sebep olabilir.Bu nedenle ilişki sırasında dürtülerde yükselme bile meydana gelebilir. Son üç avuç içi girildiğinde ise gebeler başlıca cinsel arzularının her yerde azalmaya başladığını hissederler.Büyük bir karın cinsel ilişkiyi fiziksel olarak zorlaştırabilir.Bunun yanında büyüyen bitkinlik, sırt-bel-karın ağrıları, gelişen vajinal sızıntı ve mantar enfeksiyonları, vajendeki ödemlenme sonucunda ilişki derhal hissedilen acılar gebeyi her tarafta cinsel ilişkiden uzaklaştırabilir. Son dönemdeki bir çift, birbirini zorlamadan rahat hareket edebilecekleri pozisyonlarda seks yapmayı deneyebilir.Soru: Gebelikte cinsel ilişki sırasında hangi pozisyonlar denenebilir ?
Yanıt:
Değişik pozisyonları denemeniz gebelik her tarafında yardımcı olabilir.Mesela çok kullanılan erkeğin tepede olduğu yol, son dönemlerdeki bir gebelikte karnın yaptığı basınca emrindeki hem anneye rahatsızlık verecektir, keza de çocuğun kan dolaşımını bozacaktır. İleri gebelik haftalarında, daha çoklukla kadının tepede veya yanda olduğu, kadının hareketlerine yön verebileceği pozisyonlar tercih edilebilir. Hamilelik hormonları etkisiyle vajina salgısının artması bütün vücutta olduğu gibi vajinada da oluşan ödem nedeniyle ilişki sırasında sızı duyusu olabilir.Soru: Çiftler bütün bu cinsel özlem değişiklikleriyle nasıl başa çıkabilirler ?
Yanıt:
Gebe kadın, eşinden cinsel ilişki ricası olmaksızın şefkat bekleyebilir.Fakat erkek de bu isteksizliği bir reddedilme olarak algılayabilir. Kayda Değer olan çiftlerin birbirinin isteklerini ve arzularını açık açık konuşabilmesidir.Diğer seks yöntemleri de konuşulabilir.Örneğin oral seks, masaj veya mastürbasyon denenebilir.Soru: Neden gebelikte seks konusunda fazla konuşulmamaktadır ?
Cevap:
Konu hakkındaki bilimsel yayınlar kafa karıştırıcıdır.Diğer bir niçin ise bazı hekimlerin hastalarıyla cinsel konularda konuşmaktan hastalık duyması olabilir.Bu sebeplerden nedeniyle, çiftler gebelik sırasında cinsel ilişkiden kaçınmaları gerektiği mesajını alabilirler. Aslında cinsellik ve cinsel açlık, insanın içinde doğuştan olan var olan içgüdülerden biridir.Bu güdünün amacı, varlıkların kendi soyunu devam ettirme isteğidir.Buna karşın bu konu maalesef hala bir tabu konumundadır.Soru: Doğumdan ne kadar süre sonra çiftler cinsel ilişkiye girebilirler ?
Cevap:
Doğru yanıt çifte kadar değişir.Genellikle, hastalık veren bir sorun yok ve her şey yolunda gidiyorsa olağan doğum ya da sezaryenden 20-25 gün sonradan cinsel ilişkiye başlanabilir.Fakat çiftler, anne-baba olduktan sonradan cinsel ilişkilerinde de bazı şartların değişmesi yaşarlar.Bu da fazla normaldir ve eğer kafalarda bir takım soru işaretleri oluşmuş ise en iyisi çiftin güvendikleri bir jinekoloğa tetkik olduktan sonra karar vermeleridir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder