10 Ağustos 2016 Çarşamba

Şizofreni nasıl bir şey?


Şizofreni başlıca hormonsal ve maddesel değişimler esnasında ortaya çıkıyor. Ergenlik ve birincil ekseriyet çağlarında görülme oranı yüksek.

Yaygın ve ciddi ruh sağlığı sorunlarından şizofrenide hasta toplumdan soyutlanıyor.

Düşünce, tutum, duygu, realite algısı ve başkalarıyla olan ilişki biçimleri bozuluyor.

Şizofreni sosyal ortamlarda, okulda, işte ve iletişimde işlev bozukluğuna yol açıyor.

Üstelik yaşam boyu sürüyor. Giderilemiyor ama yerinde yöntemlerle kontrol altına alınabiliyor.

Genel inanışın aksine şizofreni “ayrılmış karakter” seslenmek değil. Şizofreni gerçekle hayal ürünü olanı ayırmada çekilen büyük güçlükle ilişkili. Şizofrenlerde realite duygusu yıkım oluyor.

Dünya girift fikirler, görüntüler ve sesler içeren devasa bir yapboza dönüşüyor. 

Şizofren davranışları dıştan bakınca pozitif acayip, hatta şok edici görünebilir. ara sıra hakikat algısı kaybedilir. Kişilikte ve davranışlarda ani değişimler gözlemlenir. Bunlara psikotik epizot (dönem) deniyor.

Şizofreni düzeyi kişiden kişiye değişiyor. Kimi sadece tek psikotik epizot geçirirken bazılarında ömür boyu epizotlar görülüyor. Şizofrenler bu epizotlar arasında bayağı yaşamlarını sürdürebilir fakat epizot arasında eskiye (olağana) dönmekte güçlük çekebilir.

Şizofrenide  semptomlar döngü şeklinde kötüleşebilir. Veya iyileşebilir. Hiç belli olmaz.

Kaç türlü şizofreni var?

Şizofreni semptomlara tabi olarak alt sınıflara ayrılıyor:

Paranoid: Bu daha alçak tipte bulunan hastaların gerçek olmayan inanışları, hezeyanları olur. Biri kadar peşine düşüp takip edildikleri, cezalandırıldıkları düşüncesiyle boğuşurlar. bunun dışında duyguları, düşünceleri, konuşmaları gayet sıradan olabilir.

Dezorganize: Bu tip şizofrenlerin kafaları karışık, konuşmaları derme çatma ve derme çatma olur.

Çoğunlukla çelik gibi, tepkisiz, uygunsuz, aptalca veya çocukça davranışlar görülebilir. Davranışlar organize edilemez. Duş almak veya yemek hazırlamak gibi jurnal işlevler bile aksar. 

Katatonik: Böyleleri dingin kalır. Çevrede olup bitenlere tepki vermez. Katatonik şizofrenlerde ara sıra yüz buruşturma vb. acayip gövde duruşları gözlemlenebilir. Ara Sıra birinin söylediği kelime ya da tümce papağan gibi yinelenir. 

Katatonik şizofreni kötü gıda, takâtsizlik sendromu ya da bireysel hasar gibi sonuçlara yol açabilir.

Öteki türlü adlandırılamayan şizofreni: Bu tanı semptomlar kayıtlı bir alt tipe tamamiyle uymadığında konuyor.

Rezidüel: Semptomlar daha hafif. Halüsinasyonlar, hezeyanlar vb. yeniden var ama öteki alt tiplere göre artı daha hafif.

Şizofreni semptomları ne?

Söylev ve şahsiyet değişimleri dahil çoğu belirti olabilir. Birincil işaretler genelde aniden belirir. 

Şizofrenide en genel semptomlar üç gruba ayrılabilir: Pozitif. Derme Çatma. Olumsuz.

Pozitif Semptomlar: Bu terim dinç kişilerde görülmeyen semptomlar için kullanılıyor.

Psikotik semptomları açıklayalım:

şizofreniŞizofreni toplumun aşağı yukarı %1’inde görülüyor.

Hezeyanlar: Gerçekle ilişkisi olmayan tuhaf inanışlar. Kişi kendisine reel olan gösterilmesine karşın inançlarını bırakmayı reddediyor. Hezeyanlı biri insanların düşüncelerini duyduğuna, Tanrı veya iblis olduğuna, bu düşünceleri kendi kafasına başkalarının yerleştirdiğine inanabilir. 

Halüsinasyonlar: Gerçekle ilgisi olmayan duyular. Olmayan şeyleri görmek.  Yoktan tuhaf kokular olmak. Ağızda garip tat duyumsamak. Görünmez varlıkların dokunuşlarını hissetmek buna misal.

Gaipten duyulan sesler şizofrenide yaygın halüsinasyonlardan. Bu sesler davranışları eleştirebilir. Yargılayabilir. Emirler verebilir.

Dezorganize Şizofreni semptomları ne?

Doğru biçimde düşünülemez. Olaylara yerinde reaksiyonlar ve kararlar verilemez. Yararsız cümleler kurulur, irtibat kurmada güçlük çekilir, konudan konuya atlanır.

Bunların haricen yavaş hareket etmek, anlamsız yazılar yazmak, bir şeyler unutmak veya kaybetmek, daire çizerek yürümek vb. hareketleri ve işaretleri depreşmek, bayağı görüntüleri, sesleri ve duyguları anlamlandırmada güçlük görülür. 

Negatif Semptomlar: Burada olumsuz “kötü” anlamına gelmez. Bu terim şizofrenlerde sık sık görülen semptomların o hastada görülmediğine sinyâl eder.  Sıralayalım:

•    Dinç bireylerde olan duyguların, düşüncelerin ve davranışların yokluğu

•    Aileden, arkadaşlardan ve sosyal aktivitelerden çekilme

•    Düşük enerji

•    Motivasyon eksikliği

•    Yaşama olan ilginin, isteğin azalması

•    Temizliğe ve hijyene uyarı etmeme

•    Okulda, işte ya da öbür aktivitelerde işlev bozukluğu

•    Hissi iniş çıkışlar. Misal: Çok mutlu. Çok Üzgün.

•    Katatoni (Çok Üşümek. Uzun süre aynı pozisyonda sabit biçimde durmak).

Şizofreni neden olur?

Emin nedeni bilen yahut da kanser ve diyabet gibi biyoloji ile ilgili kökenli sorunlardan olduğu görüşü yaygın.

Şizofreni fena yetiştirilme ya da kişisel zayıflıkla ortaya çıkmıyor.

Araştırmacılar şizofreni gelişiminde rol oynayan faktörleri sıralamış:

Genetik: Sorun ailenin sağlık durumu geçmişiyle ilgili olabilir.

Şizofreni anne babadan genlerle aktarılabilir.

Beyin Kimyası: Şizofrenlerin beyinlerinde kimyasal dengesizlikler gözlemleniyor. Bu kişilerde beyin hücreleri arasında mesaj iletimini karşılayan bir çeşit nörotransmiter olan dopamin duyarlılığı ve üretimi pozitif olabilir. 

Dopamin salınımında dengesizlik beynin tepkide bulunmasına yol açar. Sonuçta koku alma, duyma ve görme duyuları etkilenir. Halüsinasyon ve hezeyan gelişebilir.

Beyin Aykırılık: Şizofrenlerin beyin yapılarında, işlevlerinde anormallikler var. Fakat bunlar bütün şizofrenlere özgü değil. Başka sorunlarda da benzer anomaliler gelişebilir.

Çevresel etkenler: Virüs enfeksiyonu, yoğun esrar kullanımı, zayıf sosyal ilişkiler ya da yüksek stres gibi faktörlerin genetik yatkınlıkla şizofreniyi tetikleyebileceği yönünde düşünceler var.

Şizofreni başlıca hormonsal ve maddesel değişimler sırasında ortaya çıkıyor. Ergenlik ve birincil yetişkinlik çağlarında görülme oranı yüksek.

Kim şizofreni olur?

Herkes olabilir. Bütün kültürlerde, ırklarda, coğrafyalarda görülebilir. Şizofrenide yaş hudut yoksa da çoğunlukla ergenlikte (ya da izleyen dönemde)  ortaya çıkıyor. Kadınları ve erkekleri aynı oranda etkiliyor.

Semptomlar erkeklerde ergenlikte veya 20’li yaşlarda, kadınlarda 20’li veya 30’lu yaşların başında görülüyor. 5 yaşın üzerindeki çocuklarda şizofreni çıkabilir lakin ergenlikten önce görülmesi ihtimali çok düşük.

şizofreni Şizofreni hastaları çoğu bambaşka karaktere sahip olabilir.

Şizofreni tanısı nasıl koyulur?

Kişide şizofreni çağrıştıran semptomlar gözlemleniyorsa doktor sağlık durumu geçmişini alıyor. Fiziksel muayene yapılıyor. Uzmanlar semptomlara neden olabilecek maddi nedenleri araştırmak için hastalara önce röntgen ve kan testleri uygulayabilir. Şizofreni tanımlayabilen özel laboratuvar testi henüz değil.

Doktor şizofreni semptomlarına ilişkin herhangi bir fiziksel neden bulamazsa hastayı ruh sağlığı uzmanlarına (psikiyatriste veya psikoloğa) yönlendiriyor. Psikiyatrist özel tasarlanmış ölçme ve değer biçme araçlarıyla psikotik bozukları belirleyebilir.

Terapist bozukluklara teşhis hazırlamak için kişinin yaşadığı semptomları değerlendiriyor. Tutumlarını ve davranışlarını gözlemliyor. Birine şizofreni tanısı koyabilmek için bu karakteristik semptomların en az altı ay süreyle bulunması durum.

Şizofreni tedavisi nasıl yapılır?

Semptomları tamir etmek ve yinelemesini önlemek tedavinin en manâlı hedefi. Araçlara bakalım:

Ilaç: Şizofreni tedavisinde anti psikotik ilaç kullanımı yaygın. Bunlar hastayı iyileştirmez fakat hezeyan, halüsinasyon, akıl bozukluğu gibi sorunları azaltmaya takviye eder.

Günümüzde şizofreni tedavisinde kullanılan en yeni ilaçlar: Abilify. Clozaril. Geodon. Invega. Risperdal. Saphris. Seroquel. Zyprexa.

Psikososyal Terapi: İlaçlar şizofreni semptomlarını azaltırken bir takım psikolojik tedaviler de sorunla ilişkili sosyal ve psikolojik davranışları çözümlemeye yardımcı olur. Terapi seanslarıyla hastalar semptomlarını denetlemeyi ve hastalığın yineleme olasılığını önceden belirlemeyi öğrenebilir. Psiko-sosyal terapilerin içeriğine bakalım:

Hastanede Tedavi: Şizofreni tanısı almış çoğu hasta ayakta çare edilir. Manâlı semptomlarda, kendilerine ya da başkalarına hasar verme eğiliminde olanlar hastaneye yatırılır.

EKT (Elektroşok Terapisi): Bu tedavide başa elektrotlar bağlanıyor. Beyne bir dizi elektrik şok uygulanıyor. Bu şoklar hastada kasılmalara niçin oluyor. Beyinde nörotransmitter salımı tetikleniyor.

Günümüzde bu yöntem gitgide artarak daha eksik kullanılıyor. Ilaç işe yaramadığında, ağır buhran veya katatoni hastalığın tedavisini sekteye uğratırsa bu seçenek gündeme geliyor.

Beyin Ameliyatı: Lobotomi belirtilmiş asap yollarını ayırmada kullanılan bir operasyon yöntemi. Bu işlem bir takım ciddi ve kronik şizofrenlerde kullanılıyor. Günümüzde ara sıra gerçekleştiriliyor.

Çünkü bu işlem geri dönüşü olmayan şahsiyet değişimlerine yol açabilir. Daha basit ve elverişli yöntemlerle daha iyi sonuçlar olmak muhtemel olduğu için lobotomi artı tercih edilmiyor.

Şizofrenler güvenli olmayan mi?

Çoğu kitap ve film şizofrenleri tehlikeli, barbar kişilikler olarak yansıtıyor. Bu çoğunlukla içten değil. Şizofrenisi olan birçok kişide vahşet eğilimi görülmez. 

genelde bu hastalar kendilerini geri çekme, yalnız kalma eğiliminde olur. Fakat bir takım durumlarda kişinin ruh hastalığı onu tehlikeli davranışlara yönlendirebilir.

Şizofrenler kendilerine de zarar verebilir. Şizofreni tanısı bölge hastaların çoğu intihar riski taşır.

şizofreni Şizofreni genellikle 20 yaşların başında ortaya çıkar.

Şizofrenler dıştan nasıl görünür?

Içten çare yöntemleriyle çoğu şizofren tatmin edici bir yaşama kavuşabilir. Psikiyatri hastanelerinde uzun dönem kalmak yerine aileleri ile birlikte toplum içinde rahatça yaşayabilir. 

Şizofreniden korunmanın yolu ne?

Şizofreniden korunmanın aşina yöntemi değil. Erken tanı ve çare sorunun yinelemesini, derinleşmesini önleyebilir. Kişinin yaşamında, ailesinde, ilişkilerinde karşılaştığı sorunları azaltabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder