17 Eylül 2016 Cumartesi

Anna Karenina


Anna Karenina Kitabı Hakkında Genel Bilgiler

19. asır Rus toplumunun ruhsal dalgalanmaları, aşklarına, ihanetlerine ışık tutan bir başyapıttır.
Roman ilk kez 1935’te sinemaya uyarlanmıştır. Anna Karenina’nin son filmi ise 2012 yılında çekilmiştir.

Anna Karenina Kitabının Konusu

Moskova’da Saint Petersburg ve asilzadelerin malikânelerinde geçmektedir. İki aşk macerası üzerine kurulmuş olan roman, Kitti Şçerbatski ve Konstantin Levin’in mesut evliliği ile Anna Karenina ve Yüzbaşı Vronski aralarında geçen bağlantıyı konu almaktadır.

Anna Karenina Kitabının Özeti

Rus aristokrasisinden olan Anna Karenina hoş, kibar, iyi yetişmiş, kültürlü, incelikli, nazik, saygıdeğer kişiliği ile çevresinde oysa herkesi kendisine hayran bırakan bir kadındır. Eşi olan Karen, yüksek seviyeli bir devlet memurudur. Anna’nın izdivaç hayatı monoton olarak ilerlemektedir. Onun sevinç bulduğu yer evi ve fazla sevdiği çocuğudur.

Bir gün Anna Karenina’ya yengesi ve kardeşi Oblonsky’nin aralarının bozulduğu haberi kazanç. Aralarını yeniden düzeltmek için Moskova'ya onların yanına gider. Anna, Moskova’da Vronski isminde genç ve yakışıklı bir kont ile tanışır. Vronski’nin Anna’nın akrabası olan Kitti ile görüştüğü haberleri kulaktan kulağa yayılmaktadır. Kitti'yi Levin isimli bir gen de sevmektedir. Kitti'ye duygularını açsa da karşılık alamaz.

Vronski, gördüğü birincil anda Anna’dan etkilenmiştir ve Anna'ya kur yapmaya başlamıştır. Anna bu aşka dirense de bir vakit karşı koyamaz ve Vronski’nin aşkına karşılık verir. Bu şart beraberinde farklı alanlara yönlendirilmiş dedikoduları da getirir. Anna durumu pek önemsemez ve durumu eşine zeka anlatır. Anna’nın eşi dedikodudan korkan bir yapıya sahiptir. Sakin adam eşinin itirafı karşı büyük bir şaşkınlık geçirir. Yaşamış olduğu yıkıma karşın çevre tarafından itibarlarının sarsılacağını düşünerek boşanmaya yanaşmaz. Anna’nın bir başkasını sevmesine karışmayan eşi Karen Anna’ya, çocukları olan Seryoz’un geleceğini düşünmesini ve bu ilişkiye bir son vermesini söyler. O gece Anna, yüzbaşı ile olan ilişkisini sürdürmeyeceğine dair laf verir.

Karen ile evliliği bir aşk üzerine dayanmayan ve bu yüzden de eşini sevmeyen Anna, yüzbaşı Vronski ile bitmiş görüşmeye başlar. Vronski'den gebe kalan Anna'ya sevgilisi kocasından ayrılmasını önerge eder. Anna'nın eşi Karen bu duruma yanaşmaz onların çocuklarını kabullenebileceğini fakat ilişkileri devam ederse oğlunu Anna'dan uzaklaştıracağını dile getirir. Anna tehlikeli bir doğum gerçekleştirir. Vronski bu koşul yüzünden intihar etmeye kalkışır. Anna ve Vronski yanlarına minik kızlarını da alarak İtalya'ya giderler.

Levin'in aşkına sonunda karşılık veren Kitti, Levin ile dünya evine girmiştir. İtalya'dan döndüklerinde Anna sevgilisi Vronski'nin köşküne yerleşir. Eşi Karen'den ayrılmamıştır. Arada Bir çaktırmadan oğlunu görmeye gitgide Karen'e görünmemeye ve duyurmamaya çalışır. Anna ve Vronski aşkı çevreleri kadar dışlanır. Anna derin bir pişmanlık çekmektedir ve bu yüzden Vronski'ye de o kadar refah vermez. Kendisini de bu yaşama zoraki kaldığı için suçlamaktadır. Vronski ise bu sürede başka bir kadına bağlanmıştır. Vronski'nin bu kadına olan ilgisi Anna'nın dikkattinden kaçmaz. Vronski'nin artık kendisini eskisi gibi sevmediğini düşünür ve kızını da sevmediğini ayrım eder. Anna'nın depresyon hali daha da derinleşir ve günden güne sinirlerini bozar. Bir gün kendisini hiç farkında olan olmada Vronski ile birincil karşılaştıkları tren istasyonunda bulur. Yaşadığı durumu ahlaki olarak daha pozitif kaldıramayacağını ayrım eden ve bunun tüm sıkıntılarını çeken Anna, trenin geliş hızı ve zamanını hesaplayarak, bilinçli bir şekilde trenin altına atlayarak hayatına son verir.

Anna hayata gözlerini yumduktan sonradan, Aleski Vronsi orduya geri döner. Lakin eskisi gibi değildir. Yaşama dair tüm sevincini, umudunu yitirmiş, tükenmiş birisidir.

Levin, evlilikten sonradan yaşayan olduğu bunalımı atlatmış ve mutlu olmayı başarmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder