18 Eylül 2016 Pazar

Aşk Neyin Kısaltması?


Aşk, yalnızlık, baba edinmek, arkadaşlık, hüzün, ayrılık... Çok satan romanıyla tanıdığımız Tuna Kiremitçi, kalemiyle hayatın köşelerine bir bir dokunuyor... Bazen eski bir şarkının peşine düşüyor, ara sıra de yeni öykülere açıyor yüreğini... Işıklı caddeler ıssız patikalarl, sonbahar rüzgarları sıcak sevişmelerle buluşuyor... Genç bir yazarın özel dünyasını merak edenler ve Tuna Kiremitçi'yi daha yakından tanımak isteyenler için...(Arka Kapak'tan)
Hayatın her köşesinde adımlarını duyacaksınız Tuna Kiremitçi'nin. Hayatın her köşesine dair fikirlerini işiteceksiniz, duygularına tanık olacaksınız. Bazen bir çığlık gibi gelecek sesi kulaklarınıza, ara sıra de sevdayı, ayrılığı, hüznü fısıldayacak kendi sesinden bile ürkercesine. Tuna Kiremitçi'yi kahramanlarının ötesinde, kahramanlarının dıştan, Tuna Kiremitçi olarak bulacaksınız karşınızda. Bir baba, bir erkek, bir dost, bir yazar olarak onu bir defa daha tanıyacaksınız. Ara Sıra eski bir şarkının peşine düşeceksiniz onunla birlikte, bazen de onun rehberliğinde yeni öykülere açacaksınız yüreğinizi... Işıklı caddeler ıssız patikalarla, güz rüzgârları sıcak sevişmelerle buluşacak kitabı okurken... Kiremitçi'nin sözcükleri hayattan sayfalar açacak önünüzde, bundan başka bu sayfaları birlikte okuyacaksınız onunla. Hayatta kendini hiçbir şeye hazır hissetmeyen, yeni şeyler söylemenin peşinden dışarı giden, gökyüzüne göze çarpan fişeği gibi cümleler gönderen, kadınların sevdiği, ara sıra dikkatsizlik ettiği, aşkı sorgulayan, aşkı tanımlamaya çalışan, taze bir babayla karşılaşacaksınız.
A.Ş.K. Neyin Kısaltması? genç bir yazarın özel dünyasını merak edenler için karşınızda! Kitaptan bir bölüm..." Sevgiliyi taşımak, bir giysiyi taşımak gibi; şık takımların yaptığını yapıp bizi olduğumuzdan daha albenili gösterebiliyor sevgililer. Onlarla yara izlerimizi örtebiliyor, kusurlarımızı gizleyebiliyoruz.Tek fark, elbisenin çok daha eksik bakım istemesi. Aşkımızın sıkça tozunu almaz, onu en iyi koşullarda saklamazsak, ağır bir yüke dönüşmesi işten bile değil. O zaman birbirimizi yok, aşktan geriye kalanları, keder ve umutsuzlukla ağırlaşmış o tatsız şeyi sırtlamış oluyoruz. Kurallara intibak merakımız bizi beş dakikalık bir seyahat yerine uzun ve amaçsız bir hamallığa mahkûm ediyor. Kimin kimi taşıdığıysa önemli olmuyor bundan böyle. İkimizin omuzları da fazla fakat çok ağrıyor." (sayfa 143)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder