17 Eylül 2016 Cumartesi

Kahkaha Çiçeği


Acı ne dek derinde olsa da zamanla bütün çiçekler güneşe döner yüzünü…

Kalbin anahtarıdır gündüzsefası. Ruhlarında en derin izleri taşıyanları bile çiçekleriyle sarmalar, filizleriyle umut taşır. İşte böyle gündüzsefasının süslediği bir yüzen evde yaşamış Penny Wentworth, 1950’li yıllarda ünlü bir ressamla evlidir. Her şeye sahip olan Penny’nin tek eksiği ise küçük evlerini taçlandıracak bir bebektir. Oysa gün geçtikçe tek eksiğinin bu olmadığını anlayacaktır çünkü sevgiyi içten gelen hissetmek gerekiyordur. Onun hissettiği tek şey ise içini kemiren acıdır…

Ada Santorini New York’ta yaşadığı trajediden sonra ağır depresyondadır. Kendini derlemek için Seattle’a Tekneler Caddesi’ne kazanç. Burada kiraladığı bir yüzen evde eski bir sandık bulur. Sandıkta Penny Wentworth adında bir kadına ait eski eşyalar vardır. Gariptir oysa Tekneler Caddesi’ndeki hiç kimse bu kadınla ilgili konuşmak istememektedir. Merakına yenik düşen Ada, Penny’nin gizemli geçmişine adım atarken kendi geleceğini de örmeye başlayacaktır.

Okuyucuları kalemiyle büyüleyen Sarah Jio’dan bir başyapıt daha. Kahkaha Çiçeği’nı okurken, ne değin imkânsız görünse de her şeyin bir umuda açılacağını göreceksiniz.

"Kitabı okuyup rafa kaldırdığınızda bile etkisinden kurtulamayacaksınız."
-Romantic Times-

Sarah Jio’nun kitapları teker teker Türkçe’ye çevrilmeye ve Türk okurlara sunulmaya devam ediliyor ve Gündüzsefası bu kitaplardan bir tanesi. başlangıçta 2013 yılında yayınlanan Gündüzsefası romanı öteki Saraj Jio kitapları dek pozitif beğenilmedi ama yine de okurları etkileyen sade bir hikayesi var.

Gündüzsefası kitabında yine iki süre diliminde iki ayrı hikaye anlatılıyor. İkisinin de karşılıklı yanı aynı yerde geçmeleri.

Hikayenin geçmiş zaman kısmında Penny adında genç ve güzel bir ev kadını var. Çok ünlü bir sanatçı ile evlidir ve kocası ondan daha fazla işi ile vakit geçirmektedir. Penny’de göl evi olarak farzedilen tekneden evinde başlıca yemek yemek yaparak vakit geçirmektedir. En iyi dostu sorunlu bir anne ve babası olan küçük Jimmy’dir. üstelik işi tekne yapmak olan Collins ona karşısında alaka duymaktadır ama Penny evine vefalı bir kadındır. Zamanla kocası onunla daha eksik ilgilenmesi sonrası Collins’e karşısında ilgi duymaya başlar. Son olarak çok istediği Frank Sinatra konserine de meslek bahanesi ile kocası göre götürülmeyince Collins ile romantik bir gece geçirir. O süre kararını vermiştir. Collins ile onun yeni yaptığı Catalina teknesi ile kaçacaklar ve tüm dünyayı dolaşacaklardır. Ama o gün geldiğinde Penny’yi bir sürpriz beklemektedir.

Hikayenin gelecek vakit kısmında ise Ada karakterini tanıyoruz. Ada New York’da çalışan fazla meşhur bir gazetecidir. Uzun vakit önce evlenmiş ve bir de çocuğu vardır. Lakin tam bir iş koliktir ve bu yüzden kocası ve oğluna pozitif vakit ayıramaz. Yine bir meslek gezisi esnasında işini yaparken bir kaza olur ve keza kocasını hem de oğlunu gözünün önünde kaybeder. Ölümün üzerinden iki sene geçmesine rağmen Ada bunu atlatamaz ve son olarak doktorunun tavsiyesi üstüne New York’u terk eder ve Seatle’da tekneden oluşan bir göz evi kiralar. Birincil başlarda herkes ona karşı çok sıcaktır. Uzun zamandır birlikte yaşayan komşuları ona sıcak davranırlar. Bilhassa uzun süredir burada yaşamış Jimmy ve fotoğrafçılık yapan Alex.

Ada baht eseri yıllar önce kendisinin yaşadığı evde yaşamış Penny adındaki genç bir kadının bir gece birden ortadan kaybolduğunu öğrenir. O zamanlar ufak bir çocuk olan Jimmy dahil hiç kimse bu olay hakkında konuşmak istemez. Üstelik tüm Tekneler Caddesi yaşayanları olayı kapatabilmek için büyük uğraş sarf etmiştir. Ada kendi teknesinde Penny’ye ait bir eski bir sandık bulunca merakı daha fazla artar. Gazetecilik duyguları ile Ada Alex’in de yardımı ile olayı araştırmaya başlar. İşin derinliklerine indikçe Tekneler Caddesi’nin göründüğü kadar huzurlu bir yer olmadığı ortaya çıkmaya başlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder